Anne – çocuk bloglarında yada
çocuk gelişimi uzmanlarının sayfalarında tuvalet alışkanlığı kazandırmayla
ilgili yazılara rastlarsınız mutlaka. Benimki bir anne-çocuk bloğu sayılmaz ama
bu konuyla ilgili tecrübelerimi paylaşmak istemediğim anlamına da gelmezJ Son zamanlarda bu
konuda okuduğum en keyifli yazı İnci Hanımın Mavi Bebeğim isimli bloğunda
paylaştığı yazıydı. Son derece detaylı anlatmış, bütün süreci adım adım
fotoğraflarla birlikte sunmuş. Yeni başlayacak olanların mutlaka bir göz
atmasını tavsiye ederim. Bana gelince sadece iki kızımda yaşadığım tecrübeyi
aktarmakla yetineceğim.
Fatma Zehra bezden sıkıldığında
ve tuvalet eğitimine hazır olduğunun sinyallerini vermeye başladığında henüz 20
aylıktı. Okumuş – yazmış, kültürlü geçinen bir anne olduğum halde bu konuyu hiç
araştırmadan, kimseye danışmadan büyük bir hevesle bezi çıkardım. Tek yaptığım
şey bir lazımlık ve bol miktarda külot almaktı. Bezi çıkardığımda yazlıktaydık,
kayınvalidemle birlikte kalıyorduk. Ben bir yandan o bir yandan sürekli
Zehra’yı tembihledik, tuvaletin gelince söyle annecim, sakın halıları
koltukları kirletme diye. Zavallı çocuk o kadar kaygılandı ki, tuvaleti
geldiğini hiç söylemedi ama ne zaman ihtiyaç hissetse halı yada koltuk
kirlenmesin diye balkon, merdiven, bahçe gibi kuytu köşelerde tuvaletini yapmaya
başladı. Bu durum 25 gün kadar sürdü. Bu sürenin sonlarına doğru artık
lazımlığa oturmayı kesinlikle reddediyor hatta çişini tüm gün tutuyordu. İkimiz
de çok yıprandık ve bezi yeniden takmaya karar verdim.
İkinci kez denediğimde 33
aylıktı. Evimizde küçük bir bebek vardı.
Sırf kardeşini kıskandığı için bezi bırakmak istemiyordu. Üstelik ben de ilk
denemede yaşadığım olumsuz tecrübe nedeniyle bu süreçten çok korkuyordum. Fakat
daha fazla geç kalmak istemiyordum. Bu kez okuyup araştırmış olarak ve bütün
sabrımı, merhametimi devreye sokarak yeniden başladım. 10 gün boyunca her yere
işedi. Bir sürü alıştırma külodu almıştım, sürekli yıkayıp asardım, bazen
elimdekiler kurumadan hepsi biterdi. Normal külotlara geçerdik. Hiç kızmadım,
sinirlenmedim, olumsuz tepki vermedim. Söylediğinde yada çişini tuvalete
yaptığında ona küçük ödüller verdim. Zaten ne kadar mutlu olduğumu görünce
kendisi de seviniyordu. 10 günün sonunda söylemeye başladı ve bir kez öğrenince
bir daha altına kaçırmadı. Bir diğer güzel olan şeyse geceleri hep kuruydu, hiç
altını ıslatmadı.
İkinci kızım da hemen hemen
ablasıyla aynı zamanlarda bezden sıkılmaya başladı. 2 yaşını doldurduktan sonra
net biçimde konuşmaya, kendini ifade etmeye başladı. Altını kirlettiğinde
rahatsız olup bana söylüyordu. Hatta bazen yaparken söylüyordu, yani tuvalet
alışkanlığı kazanmak için hazırdı. Fakat ben psikolojik olarak kendimi hazır
hissetmiyordum bir türlü, sürekli erteliyordum. Sonunda 30 aylıkken bezini
çıkardım. Bu kez inanılmaz derecede kolay oldu. Her tuvaleti geldiğinde anne
çişim geldi deyip benden önce tuvalete koştu. İlk günler nerdeyse hiç altını
ıslatmadı. Sadece geceleri bir yada iki kez yapıyordu çişini, hangi saatlerde
yaptığını öğrendikten sonra onu kaldırmaya başladım. Gece tuvalet sorununu bu
şekilde çözdük. İlk birkaç günden sonra gündüz de bazen oyuna yada çizgi filme
dalıp altına kaçırdığı zamanlar oldu. Aa unutmuşsun bu sefer deyip gülerek
kıyafetini değiştirdim. Bu hal sürekli devam etmediği için tahammül etmek te
daha kolay oluyordu. Nihayet 3 haftanın sonunda biz bu işi çözdük diyebilirim
sanırım. Zaten çok uzun zamandır hazırmış kuzucuk, annesini beklemiş. Uzmanlar
kaç aylıkken başlamak gerektiğini söylüyorlar ama bence her çocuk için bu süre
değişir. Ve her çocuk mutlaka annesine hazır olduğunun sinyallerini verir. Anne
de hazırsa bu iş kolayca çözülebilir. Çok gözünüzde büyütmeyin derim. Bir de
İnci Hanım yazısında bu süreci mümkün olduğunca keyifli hale getirin demişti,
ben onun bu tavsiyesini dinledim. Kendimi ve çocukları yıpratmadan gülüp
eğlenerek tamamladık eğitimi. Darısı bütün ufaklıkların ve annelerinin başınaJ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder