Geçtiğimiz haftasonu İnciraltı Kent Ormanında bir doğa yürüyüşüne katıldık kızlarla beraber. Kiraz Şekeri Anaokulu ve Usturlab Çocuk Atölyesinin ortak etkinliğiydi. Fatma Zehra geçen yaz sevgili arkadaşım Betül'ün güzel okulu Kiraz Şekeri'ne gitmişti. Aslında okulu sadece güzel diye tanımlamak çok eksik kalır, onu ayrı bir yazıda uzun uzun anlatmak lazım:) Okulun kısa süreliğine de olsa eski talebesi olunca sağolsunlar bu etkinliğe bizi de davet ettiler.
O gün hava güneşliydi ve yürüyüş için seçilen İnciraltı Kent Ormanı da gayet uygundu bizim için. Program başlamadan epey önce gitmiştik, önce kızlarla kendi başımıza biraz dolaştık. Orada da karşımıza çıkan erguvan ağaçlarını fotoğrafladık, ben kendi kısıtlı bilgi birikimimle kızlara çiçekleri tanıttım, uçurtma uçuran bir dedeyle torunu izledik, henüz yeni yeni açmaya başlamış mor salkımları ziyaret ettik, kızlar biraz taş topladı ve nihayet etkinliğin yapılacağı yere varıp gruba katıldık. Yeşil çimenlerin üzerine rengarenk minderler atılmıştı, onların üzerine oturup güneşin ve temiz havanın tadını çıkardık. Fatma Zehra öğretmenleriyle ve eski arkadaşlarından bazılarıyla görüştü, Meryem'i onlarla tanıştırdı, ortama ayak uydurmakta ve sosyalleşmekte pek zorlanmadı:) İlk grup toplanınca yürüyüş başladı. Veliler eğer isterse çocuklara katılabilir denmişti, Fatma Zehra bizim de eşlik etmemizi istiyordu, üstelik ben de daha önce hiç böyle grupla yürüyüşe katılmamıştım bu fırsatı kaçırmak istemedim:)
Çocuklar ve öğretmenleri önde Meryem'le ben arkada yürümeye başladık. Çocukların her birine birer bez çanta ve birer de büyüteç verilmişti. Ellerindeki büyüteçlerle öğretmenin gösterdiği her şeyi yakından incelediler. Ağaçların köklerini, yapraklarını, çiçeklerini, böcekleri, velhasıl gördükleri her şeyi. Bazı şeyleri daha sonra daha yakından inceleyip defterlerine yapıştırmak üzere toplayıp çantalarına attılar. Kah koşarak, kah yürüyerek yaklaşık 1,5 saati tamamladık. Fatma Zehra çok yakından takip etmedi, öğretmenden ziyade benim etrafımda dolandı ve söylenenleri yapmakta biraz isteksizdi ama yine de ilgisini çekenleri toplayıp çantasına atmayı ihmal etmedi. Öğretmenin tanıttığı küçük mavi çiçeklerin ismine itiraz etti, çünkü ben onlar için mine çiçeği demiştim, öğretmen başka bir isim söyledi, çocuk hiç tereddüt etmeden benim verdiğim bilgiyi doğru kabul etti:) Meryem'de bizimle birlikte yürüyüşe katıldığı için birkaç kez bu benim kardeşim, o da bizimle gelebilir mi deyip öğretmenin ilgisini çekmeye çalıştı ve sonunda başardı, tamam o da bizimle gelsin yanıtını aldı:) 1,5 saatlik yürüyüşün sonunda oturup yarım saat boyunca faaliyet yaptılar. Yolda topladıkları bitkileri beyaz kartonların üzerine yapıştırdılar. Bez çantaların içindeki defterlere resim yaptılar, sanırım bu faaliyet kısmı Zehra'nın daha çok hoşuna gitti ve ilgiyle katıldığını gördüm. Yine Meryem ablasının hemen yanındaydı ve o da beyaz bir kartona birkaç çiçek yapıştırdı. Onlar bu faaliyete katılırken biz de bankadan eski arkadaşım Semra ile sohbet etme fırsatı bulduk. Yani bu orman yürüyüşü çocuklara da bana da çok iyi geldi.
İnciraltı Kent Ormanına mor salkımlar biraz daha büyüdüğünde yine gidebilmek ümidiyle oradan ayrıldık. Çocuklar için mutlu bir hatıra, benim için de tatlı bir yorgunluk ve güzel fotoğraf kareleri kaldı:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder