Bursa
annemin doğup büyüdüğü şehir. Çocukken her bayramda, her tatilde mutlaka gidip
birkaç gün bazen de birkaç hafta geçirdiğimiz şehir. Büyüdükçe anlamı da değeri
de arttı benim için. Annemin akrabalarını sevmek ve onlarla birlikte olmak bir
yana, şehrin tarihi dokusu benim için hiç te azımsanmayacak bir anlam ifade
ediyor. Orası memleket olmasaydı da gezmeye gidip keşfettiğim bir şehir olsaydı
bundan daha az sevemezdim.
Eşim
de hem Bursa’yı çok sever, hem oradaki akrabalarımızla çok iyi geçinir. Bu
yüzden Bursa hep gönlünde ve dilindedir. İzmir’de olduğumuz pek çok vakit şimdi
Bursa’da olmak vardı der, birlikte hayal
kurarız. Bir de iki yıl önce kardeşimin tayini Keles’e çıktı, Arif dedemin
doğup büyüdüğü bu küçük dağ kasabası yıllar sonra bizim için ayrı bir anlam
ifade eder oldu. Daha önce de zaman zaman gittiğimiz akrabalarla buluştuğumuz
bir yerdi. O zaman da severdik. Kardeşim oraya yerleşince biz de birkaç kez
gidip orada vakit geçirme fırsatı bulduk. Gerçekten çok sevimli ve güzel bir
ilçe. Tertemiz havası, ormanları, buz gibi suyu, sıcak ve samimi insanlarıyla
Keles bizim için unutulmaz bir belde olarak yer edecek. Eşimin işi müsaade
etmediği için gittiğimiz zamanlar uzun vakit geçiremiyoruz. Sadece iki günlük
kısa ziyaretler oluyor genelde. Bu haftasonu da yine onlardan birini yaptık.
Kardeşimin kısa bir süre sonra başka bir şehre tayin edilecek olması sebebiyle
Keles’e veda ziyaretiydi aynı zamanda.
Cuma
günü ben annemlerle yola çıktım. Çocuklar şehirlerarası yolculuğu pek
sevmedikleri ve sıkıldıkları için biraz zor bir yolculuk oldu. Yanıma aldığım
kitaplar, kalemler, oyuncaklar kar etmedi. Hava çok sıcak olunca ekstra
zorlandık. Neyseki kazasız belasız Bursa’ya dede evine ulaştık. O gece Miraç
Kandiliydi, çok şükür yatsı namazını Ulucami’de eda edebilme fırsatımız oldu.
Caminin içi tamamen dolup taşmış, avluya hasırlar sermişler, biz de dışarıda
kendimize yer bulabildik. O kalabalık bana Mekke ve Medine’de yada İstanbul’da
Eyüp Sultanda kılınan namazları hatırlattı. Ulucami’nin manevi havası beni her
zaman etkiler, fakat o gece çok daha yoğun hissettim o maneviyatı. Allah’a
şükürler olsun ki, ecdadın imanla ve aşkla yoğurarak göğe yükselttiği kubbeler
ve minareler hala sapasağlam ayakta, inşallah kıyamete kadar da dimdik yerinde
kalır ve her daim insanların dua ve aminleriyle yankılanır. O geceki en büyük
duam bir Miraç Kandilini Kudüs’te Mescidi Aksa da geçirebilmekti. İnşallah
kahrolası İsrail yeryüzünden silinir, yok olur gider. Zalimin zulmünün bittiği
günleri de görürüz inşallah.
Ertesi
gün öğle namazını yine Ulucami’de kıldık. Çocukları da yanıma almıştım. Camide
yaşadıklarımızı ayrı bir yazıda detaylı olarak anlatmak istiyorum, burada
değinmek istemiyorum bu yüzden. Namazdan sonra Kozahan’a uğrayıp alışveriş
yapmamak olmazJ Orada da her zaman yaptığımız
ziyaretlerle birkaç saat geçirdik. Hem çok sıcak hem de çok kalabalıktı. Tek
şikayet edebileceğim şey Bursa’ya her gidişimde şehri daha kalabalık buluyor
oluşum. Hem yerli, hem yabancı turistler, hem de Bursa’nın kendi halkı, hepsi
birden Ulucami ve etrafında toplanmış sanki. Tam bir cazibe merkezi olmuş.
Akşamüstü Keles’e geçeceğimiz için Bursa’da fazla oyalanmadık. Halbuki bana
kalsa mutlaka Emirsultan’a gitmek isterdim. Yeşil ve civarını ziyaret ederdim.
Sümbüllü Bahçe yada Hünkar konağında çayımı yada şerbetimi içerdim. Maalesef bu
sefer olmadı.
Keles
yoluna girer girmez şehrin kalabalığı da sıcak hava da geride kaldı. Serin,
temiz, latif bir hava, yemyeşil ormanlar ve göller, cıvıl cıvıl kuş sesleri
bize eşlik etti yol boyunca. Çocukların ikisi de uyuyup kaldığı için manzaranın
tadını çıkardım doya doyaJ
Tam da akşam yemeği vakti ulaştık kardeşimin ve sevgili eşinin güzel
evlerine. Yemek, kahve, çay ve muhabbet eşliğinde güzel bir akşam geçirdik. O
akşamın en güzel keşfi; belli bir saatten sonra ötmeye başlayan kuşun güzel
sesiydi. Bir süredir her gece aynı ağaçta ötmeye başlamış. Kardeşimin evinin
önündeki parkta bulunan ağaçlardan birinde ötüyor muhtemelen. Gece bütün sesler
susunca onun konseri başlıyor. Öyle güzel ötüyordu ki, bugüne kadar ağaçlara
çiçeklere şehirlere aşık olmuştum ama
ilk kez kuş cinsinden bir hayvana hayranlık ötesinde bir yakınlık duydum.
Sabaha kadar öttü ve bu sayede çok mesut bir gece geçirdim.
Ertesi
gün Kocayayla’da akraba buluşmamız vardı. Hem kardeşimin Keles’e vedası hem de
akrabaların yıllar sonra yeniden bir araya gelmesi anlamını taşıyan bu güzel
organizasyon hepimiz için çok güzel geçti. Eğer gidemeseydim çok üzülecektim
şüphesiz. Hava çok güzeldi ve bu biraz şaşırtıcıydı. Çünkü iki yıl önce temmuz
ayında yine Keles’te yağmur yağdıktan sonra hava çok soğuduğu için soba
yakmıştık. Mayıs ayında bu kadar güneşli ve sıcak bir hava beklemiyordum. İzmir’den gelirken sıcak havayı da peşimize
takıp getirdik sanıyorumJ O günün ilk ve en güzel
sürprizi, ben gelemem beklemeyin diyen eşimin son anda karar verip bizden önce
piknik alanına varmış olmasıydı. Onun gelişiyle mutluluğum tamam oldu, yüzüm
daha bir güldü. Bütün gün her şey yolunda gitti, hem çocuklar hem biz hem de
büyükler için keyifli bir gün oldu. Dayımın gelini müstesna, onun alerjisi
varmış ve daha gelir gelmez polenlerden etkilenip yüzü gözü kızardı, çok
rahatsız oldu, kızcağız günün tadını çıkarmakta zorlansa da bize eşlik edip
sonuna kadar kaldı sağolsun.
Piknik
bitip herkes dağıldıktan sonra yine kardeşimin evine döndük. Bir gece daha
kalacak ve gizemli kuşun senfonisini
dinleyecek olmanın sevinci içindeydim. Tüm misafirler gittikten sonra camı açıp
uzun uzun dinledim. Telefonuma sesini kaydettim. Hatta dostlarla paylaştım bu
ses kaydını. Güzel olan her şey gibi bu da bitti. Sabah oldu. Eve dönüş vakti
geldi. Tüm yolculukların en sevmediğim kısmı başladı. Pek çok insan bir
yerlerden dönerken, evine kavuşacak olmanın sevincini yaşar. Bense gittiğim
yerlerden ayrılıyor olmanın hüznünü yaşarım, sanki yeterince kalamadım, doyamadım,
evimi henüz özlemedim gibi bir duygu bu. Bu yüzden Bornova’dan her inişimiz
eşim için, yaşasın benim şehrim, evim evim güzel evim şeklinde dillendirilirken
benim için yine geldik İzmir’e, sevemedim bir türlü şeklinde sessiz
serzenişlerle doludur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder